Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı (Naylon) faturalar; gerçek bir mal ve hizmet alımı olmadığı halde mal ve hizmet alınmış gibi düzenlenen faturalardır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde; Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgenin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgenin ise sahte olduğu tanımı yapılmıştır. Yüksek vergilerden kaçınmak (veya vergi kaçırmak) amacıyla aslında gerçekte yapılmayan veya gerçekte yapılmış olmakla birlikte başka kişiler arasında gerçekleşen mal ve hizmet teslimlerinin defter ve belgelere işlenerek vergi işlemlerinin olduğundan farklı şekilde yansıtılmasını ifade ettiğini söyleyebiliriz. Bu şekilde yapılarak daha az vergi ödenmesi amaçlanmaktadır.

Naylon faturanın düzenleyicisi ve kullanıcısı vardır. Düzenleyicisi komisyon karşılığında faturayı düzenlemekte ve talep eden kişilere bedeli karşılığında vermektedir. Kullanıcısı ise genellikle gerçek anlamda mükellef olan gerçek veya tüzel kişilerdir. Bunlar ödenecek verginin (gelir, kurumlar, KDV, vs.) azaltılması için maliyet ve giderlerin arttırılması yoluna gitmektedirler. Bu şekilde düzenleyici ve kullanıcı olanlar ortaya çıkan geliri paylaşmaktadırlar.

Burada ilk olarak, gerçek bir alışveriş sonucu naylon faturayı bilmeden alan ve defterlerine kaydeden kişilerin durumunu irdeleyecek olursak; kişi gerçekte alışveriş yapmış, bedelini ödemiş ve mukabilinde fatura almıştır. Almış olduğu bu faturanın naylon fatura olduğunu bilmemektedir. Hatta naylon fatura kullanımının yaygın olduğu illerde mükellefler vergi dairelerine gerçek anlamda mal ve hizmet karşılığı fatura aldıkları kişilerin durumunu sormalarına rağmen vergi mahremiyeti nedeniyle cevap alamamakta ve mağdur olmaktadırlar.

İkinci olarak, naylon faturayı bilerek ve isteyerek düzenleyen ve kullananlar açısında yapılan tespitlerin açık ve şüpheye yer vermeyecek nitelikte olması gerekir. Vergi tekniği raporlarında ve yapılan diğer tespitlerde olaya ilişkin kanıtların ortaya net olarak konulması kamu zararını önleyeceği gibi mağduriyetlere de neden olmayacaktır.

Bu nedenle yapılan tarhiyatlarda mahkemelerce yapılan yargılamalarda; bu alışverişin gerçek olup olmadığı araştırılmakta, faturayı veren kişinin/şirketin mükellefiyet kaydının bulunup bulunmadığı, sabit bir adresinin olup olmadığı, faturaya konu mal ve hizmeti sağlamaya olanaklı işyeri ve diğer olanaklarının olup olmadığı araştırılmakta olup vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu tür bir yargılama sonucunda her zaman olayın gerçek mahiyeti ortaya konulamamakta ve kişilerin mağduriyetine neden olunabilmektedir. Bazı özellik arz eden durumlara aşağıda yer vereceğiz

1- Naylon faturaya ilişkin tespitlerin şüpheye yer vermeyecek açıklıkta olması ve yapılan yoklamalarda faaliyetinin olmadığının veya bu alışverişin/hizmetin yapılmadığının kesin ve somut verilerle ortaya konulması gerekir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26.05.2021 gün ve E:2021/567, K:2021/803 sayılı kararında; davacının da aralarında bulunduğu şirketlerin yetkilileri hakkında kaçakçılık suçu nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda kamu adına takibata mahal olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından, davacının tecil-terkin uygulaması kapsamında ithal ettiği ham maddeleri taahhütlerine uygun emtiaların imalinde kullanmadığı, düzenlendiği sahte faturalarla stoklardan çıkardığı hususunda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde somut tespitlerde bulunulmaksızın yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesince davanın reddi yolunda verilen ısrar kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2- Lehe ve aleyhe olan belgelerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 26.05.2021 gün ve E:2019/1823, K:2021/801 sayılı kararında; Vergi tekniği raporunda şirketin sahte fatura düzenleme faaliyetinin yanında gerçek ticari faaliyetinin de bulunduğu kabul edilmiş, ancak bu konuda somut bir ayırıma gidilmediği; davacı tarafından … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden ilgili dönemde alınan malların da faaliyet konusuyla ilgili olduğu anlaşılmakta olup tüm bu tespitler birlikte nazara alındığında, inceleme elemanınca davacının lehine ve aleyhine olan hususların birlikte değerlendirilmediği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezaları kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesinin ısrar kararı onanmıştır.

3- Varsayım ve kanaate dayalı olarak tarhiyat yapılması hukuka uygun değildir. Yukarıda belirtildiği gibi yapılacak tarhiyatlara dayanak alınan tespitlerin şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ve somut olması gerekir. Soyut ve varsayıma dayalı olarak yapılan tarhiyatların vergi yargısı tarafından tekin-iptal edileceği kuşkusuzdur.

4-  Faturayı düzenleyen mükellefin beyan ettiği matrahları elde edecek yeterli donanım ve kapasiteye sahip olması gerekmektedir. Danıştay 4. Dairesinin 25.05.2021 gün ve E:2017/3873, K:2021/2776 sayılı kararında; davacı şirketin fatura aldığı şirket hakkında yapılan tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, söz konusu şirketin kuruluşundan itibaren gerçek bir faaliyetinin bulunduğuna ilişkin bir emarenin olmadığı, beyan ettiği matrahları elde edecek yeterli donanım ve kapasiteye sahip bulunmadığı, Ba Bs bildirimleri ile karşıt incelemelerdeki tutarlar karşılaştırıldığında aralarında büyük farklılıklar bulunduğu, alış faturalarını düzenleyen firmaların tamamına yakını hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediklerine dair VTR’ler olduğu, dava konusu dönemde çalışan işçisinin bulunmadığı, gerçekte ticari bir faaliyet yapabilecek sermaye, işçi, makine ve teçhizat, şube, depo vb. varlıklara sahip olmaması hususlarından şirket tarafından davacıya düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu tarhiyatın terkini yönünde verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Sonuç olarak; Faturayı düzenleyen mükellefin beyan ettiği matrahları elde edecek yeterli donanım ve kapasiteye sahip olması gerekmektedir. İnceleme elemanınca davacının lehine ve aleyhine olan hususların birlikte değerlendirilmesi gereklidir. Naylon faturaya ilişkin tespitlerin şüpheye yer vermeyecek açıklıkta olması ve yapılan yoklamalarda faaliyetinin olmadığının veya bu alışverişin/hizmetin yapılmadığının kesin ve somut verilerle ortaya konulması gerekir. Bu şekilde bir uygulama yapılması gerekir, aksi halde yapılan tarhiyatlar terkin edilecektir. Mükellefler mağduriyete uğramamaları için alışveriş yaptıkları kişilerin durumlarını basiretli tüccar gibi araştırmaları gerekmektedir.

Bu çerçevede, vergi konusunda uzman bir avukat vasıtasıyla işlerin yürütülmesinde hak kaybına uğramamak için fayda vardır. 

 

Anahtar kelimeler: naylon fatura, vergi, mükellef, vergi uzmanı avukat, tarhiyat, hukuk, muafiyet, vergiyi doğuran olay, ihbarname, ceza